Bir varmış bir yokmuş. Ali, bir gün dedesi ile derin bir sohbete başlamış. Dedesinden çok önemli bilgiler edinen Ali, elde etmiş olduğu bilgileri hayatına uygulayarak bunları deneyimliyormuş. Zor durumlarla başa çıkmak için ne yapılması gerektiğini çok merak ediyormuş Ali.
Koşarak dedesinin yanına giden Ali, merakını gidermek için dedesine sormuş: “İçinden çıkılması zor bir durumla karşı karşıya kalınca ne yapmak gerekiyor dede?”
Dedesi torununa bakıp gülümsemiş: “Yaşına göre çok büyük bir soru evlat.” demiş.
“Olsun dede, anlat.” diye karşılık vermiş Ali.
Dedesi uzun soluklu olacak şekilde anlatmaya başlamış. Zor durumlarda sabretmeye ve mücadeleyi elden bırakmamaya vurgu yapmış. Gerekli olduğu anda Anka Kuşu gibi küllerinden doğmak gerektiğini söylemiş.
Ali, şaşkın şaşkın dedesine bakmış: “Anka Kuşu mu?” diye sormuş.
Bunu ilk defa duyan Ali’ye sevecen bir bakış atmış dedesi. Onun şaşkınlığının normal olduğunu çok iyi biliyormuş. Merakını gidermek için anlatmaya devam etmiş: “Anka Kuşu, kendisinin ölümünün yaklaştığını hissedermiş evlat. Ölümün yaklaştığını hisseden Anka Kuşu, bunu hissetmeye başladığı andan itibaren kendisine kuru dallardan bir yuva inşa etmeye başlarmış. Bu yuvayı ne olduğu tam olarak bilinmeyen bir zamkla sıvarmış. Sonrasında ise yuvanın içine kadar giren güneş ışınları ile kuru dalları yakarmış ve yuva içerisinde ölmeyi beklermiş. Anka Kuşu, böylece yanarak ölürmüş ve sonrasında ise küllerinden yeniden doğarmış.”
Anka Kuşu’nu dinleyen Ali, onun yeniden dirilmeyi ifade eden küllerinden yeniden doğma meselesinden çok etkilenmiş. Bu düşünce ile hiçbir zorluğa boyun eğmemesi gerektiğini de böylece çok iyi öğrenmiş. Dedesine anlatmış oldukları için çokça teşekkür etmiş ve oradan ayrılarak dışarı çıkmış.
Arkadaşları ile bir araya gelen Ali, oyunlar oynamaya başlamış. Kendilerini bir kahramana benzeten bir oyun esnasında Ali, kendisini Anka Kuşu’na benzettiğini söylemiş. Arkadaşları Anka Kuşu’nun ne olduğunu sordukları sırada ise Ali, büyük bir heyecan ve iştahla arkadaşlarına Anka Kuşu’nun özelliklerini anlatmaya başlamış. Arkadaşları, Ali’nin anlattıklarından çokça etkilenmiş ve “küllerinden yeniden doğmak” deyimi aralarında sıradan bir söylem olmaya başlamış.